Değer yargıları

Kişisel gelişimde değer yargıları bazen ayaklara prangadırlar, bazen de yol göstericidirler. Değer yargıları kuşaklardan kuşağa aktarılarak sürdürülürler. Onları aktaranlar fiziki olarak artık hayatınızda ve çevrenizde olmazsalar da, o değer yargıları hayatınızı biçimlemeye devam ederler.

Aşağıda size kendi değer yargılarınızı gözden geçirmeniz için Mark Manson’nun “Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı” (ilk basım eylül 2016) (The Subtle Art of Not Giving a Fuck) kitabından aktarmalar yapacam.

Sezgilere aykırı beş değer yargısı:

Bu beş değer yargısı kendimizi uyuşturmak, inkar etmek yerine, daha derinlerdeki sorunlarımızla yüzleşmeyi gerektirir.

Bu beş değer yergısı sıradışı ve rahatsız edicidirler, ama benim açımdan insanın hayatını değiştirirler, diyor Mark Manson.

İlki: Sorumluluğun radikal bir şekli

Kimin hatası olduğuna bakmaksızın, hayatınızda olup biten herşeyin sorumluluğunu almak.

İlincisi: Emin olmamak

Kendi cahiliğinizin farkında olup, sürekli kendi inançlarımızdan kuşku duymak.

Üçüncüsi: Başarısızlık

Kendi eksiklerinizi ve hatalarınızı kefşetmeye istekli olmak, onları değiştire bilme şansına sahip olmak.

Dördüncüsü: Reddetmek

Hayır diyebilmek ve hayır dendiğini duyabilmek. Böylelikle yaşamınızda neyi isteyip neyi istemediğimizin açık bir tanımına sahip olursunuz.

Beşincisi: Kendi ölümlülüğünüz hakkında düşünmek

Bu çok önemlidir, çünkü insanın ölümlü olduğunu unutmayıp bunu sürekli aklında tutması ve belki de diğer değer yargıların doğru bir perspektife oturtmanın biricik yoludur.